Bekir AKKAYA

Bekir AKKAYA

Her Telden..

Kendimizle Başımız Dertte /Bekir AKKAYA

12 Kasım 2019 - 05:07

Aslında bir nimettir dünyaya gelmek. Dünya denilen yerde insan için neler yoktur ki?  Bitirilemez ve tüketilemez kadar büyük bir nimetin içerisinde ne hikmetse debelenip gideriz. Ömürlerimiz kendilerimizin ürettikleri sıkıntı ve belalarla heba olup gider. Yaptığımız sorumsuz davranışların sıkıntısı gelir bizi bulur. Her bir sıkıntı anında “bi kurtulursam daha da böyle davranmam” sözlerini tekrarlasak ta, rahata erdiğimizde bundan da büyük olumsuz davranışların içerisine hem de öncesinden çok fazla olarak tekrar tekrar dalarız.

            Kâinatta insanın dışında tüm varlıklar bir nizam ve intizam  içerisinde hareket eder. Hayvanlar, bitkiler, güneş ve ay  proğlanmış olarak hayatlarını sürdürür. Ancak insan illa da yaratıldığı sistemin dışına çıkar. Onun içindir ki devletler kurulur ve hatta sistem dışına çıkmaması içindir tüm kanun ve kurallar. İnsan,  insanı cezalandırır ve hapishaneler dolup taşar.  Ama ne hikmetse kimse olumsuz davranışlardan uzak durmak istemez.

            Trafikteki kırmızı ışıklar sanki araç için koyulmuştur ve bu durum, içindeki sürücüyü bağlamaz. Sonuçta yollar kan gölüne dönüşür. Yazılı ve sözlü kurallara uyulsa kim ne kaybeder. Bütün bu olup bitenler akıl ve vicdan sahiplerini derin yaralar.

            Siz zannediyor musunuz ki trafik polisleri keyifle ceza keser. Ya da yargı mensupları cezaları hoşuna gittiği için verip sırtüstü yatar. Bütün bu yaptırımların kaynağı insanın ta kendisidir.

            Çok biliyoruzdur bizler. Gün gelir devlet oluruz, gün gelir kanun ve yasa. Aslında biliyoruzdur bir çok şeyleri bilmediğimizi. Ama olsun, kendimizi ve çevremizi böyle oyalarız. Bu hızlı gidiş ve bu tempolu sağa sola kaymaların sonucu bir yerlere toslayı veririz.

            Oysa bilmesek te olur. “Çok bilip te ne olacak sanki” diyemeyiz. Dağda, ormanda yaşamıyoruz. Devlet ve kurumları var. Kurallar ve yasalar var. Kanun ve yasaların her kurum ve birimde uygulayıcıları var.  Üzerimize farz olanlara yönelmeyiz de, vazifeli olmadığımız alanlarda ahkâm keseriz. “Yasa da kanun da biziz” deriz. Ne zaman ki dünya yaşamı ile ” hak vaki “ olunca da ah vah” demenin de bir anlamı olmadığını öğreniriz. O zamanda her şey geçmiş olur.

            Aslında başımıza gelecek bela gelmeden önce bize bir çok şekilde haber verir. Örneğin, önce ufacıktan düşülür ve kalkılır. Sonra tekrar düşülür ve ufak yaralarla atlatılır. Sonraki düşüşler de kol bacak kırılır. Bundan sonraki düşüşlerin getirdiği sonuçlar artarak devam eder ve en sonunda başa gelen “Bela” gelir bulur. İşte burada geri dönüş yoktur.

            “Kula bela vermez elbet Huda’sı, Herkesin çektiği kendi cezası” sözünü duymayanımız yoktur.

            Allah cezalandırmıyorsa kul hiç cezalandıramaz. Ben de böyle inananlardanım.

            Bana kızmayın ve darılmayın. Benim başıma gelen olumsuzluklardan ben kimseye kızmıyorum, darılmıyorum. Ben biliyorum ki, ben istemesem, ben “gıli gıli” diye belayı üstüme çekmesem, her işe burnumu sokmasam, “çok biliyorum” ukalalığında bulunmasam, sorulmadan ve üzerime vazife olmadan kimsenin işine karışmasam, ayağımı yorganıma göre uzatıp ödeyemediğim borçların altına girmesem ve buna benzer bir çok olumsuz şeyi  isteyerek yapmasam, bana çok az olumsuz şey olabilir. Size de.  Bütün bunlardan sonra başıma gelen bir olumsuzluk gelirse Allah’tan gelir ve ben buna böyle inanırım.

            Dört beş yıldır karşıma çıkan bazı olumsuzluklar cidden beni üzüyor. Bıktım artık bıktım. Ben değil sizler zarar görüyorsunuz. Hani bir hikaye vardır “ Bu Kafanın da Bir Sahibi Vardır” diye. Devlet değilsiniz, kanun değilsiniz veya bir devlet kurumu değilsiniz. Yapacağınız işleri yetkili kurum ve kuruluşlara danışarak ve onlardan yardım alarak yapınız. Yasalarımız ve kurumlarımız var şükür olsun.  Orman kanunları, derebeylik, ağalık çoktan yok olmuş durumda. Devletimiz haklının yanında ve yasalarımız ve yargımız çok şükür zayıfı ezdirmiyor. Eskisi gibi artık “ben yaptım oldu ve yaparım devri”  çoktan kapandı.  

            Cidden bu gece üzgünüm. Ya Rabbi;  beni, ailemi, çevremi, hısım ve akrabalarımı, tüm güzel insanları, Müslümanca yaşayanları, acizleri, yoksulları şeytan, cin ve şeytan ve cin ahlaklı insanlardan koru ve muhafaza eyle. Kıskanç ve hasat edenlerin şerrinden koru. Yarabbi, her güzel insanı kibir, gurur gibi şeytanın özelliklerinden uzak tut. Beni ve ailemi ve yukarıda ifade ettiğim tüm insanları kibirli ve gururlu insanlardan uzak tut ve onlarla bir araya getirme…(Amin)

            Bekir AKKAYA /İYAD/12.11.2019 /Kumru Medya/Kumru

Bu yazı 924 defa okunmuştur .

Son Yazılar